Devrimci Personel Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) üyeleri, Fatih Vatan Caddesi’ndeki İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı önünde toplanarak vergide adalet istedi.
“ASGARİ FİYAT DEĞİL, TOPLU MUKAVELE DİYORUZ”
DİSK Genel Lideri Dilek Çerkezoğlu, minimum fiyatın insanca yaşayacak seviyede olması için çaba verdiklerini belirterek, şunları söyledi:
“Biliyoruz ki, toplumsal adaletin en değerli araçlarından bir tanesi minimum fiyat. Bugün Minimum Fiyat Tespit Komitesi saat 14.00’te ikinci toplantısını yapacak. Bugün sayıların da masaya geleceği söz ediliyor. Milyonların sorunu olan ve Türkiye’de bir ortalama fiyat haline gelmiş olan taban fiyatın insanca yaşayacak bir seviyede belirlenmesi uğraşımızı masada değiliz fakat, iş yerlerinden, alanlardan, meydanlardan yürütmeye devam ediyoruz.
Öncelikli problemimiz Türkiye’nin bir taban ücretliler toplumu olmaktan kurtarılmasıdır. Yani minimum fiyat değil, toplu mukavele diyoruz. Fiyatlarımızı, toplu pazarlıkla ve toplu mukaveleyle belirlemek istiyoruz. Bunun da bir tane yolu var, o da sendika, toplu mukavele ve grev hakkının kullanılmasıdır. Lakin ne yazık ki, bugün Türkiye’de her şey personellerin sendikalaşmasının önünde manidir.”
“BUGÜN TÜRKİYE’DE GREVLERİ YASAKLAMAYA YEMİN ETMİŞ BİR SİYASİ İKTİDAR VAR”
İktidarın grev yasağına da değinen Çerkezoğlu, “Sendikalı olmak, en yaygın işten çıkartılma nedeni haline gelmiş durumdadır. Şayet fiyatlarımızı toplu pazarlıkla belirleyeceksek, evvel sendikalı olacağız ondan sonra toplu mukavele masalarını kuracağız. Bunu yaptıktan sonra da şayet anlaşamazsak emekçilerin grev hakkı var. Lakin bugün Türkiye’de grevleri yasaklamaya yemin etmiş bir siyasi iktidar var. Bir vakitler grev gözcüsü önlükleri giyip fotoğraf çektirenler bugün grevleri yasaklamaya yemin etmiş, üstelik de grev yasaklamakla övünüyorlar. Grev hakkına grev yaparak sahip çıkan, yasakları tanımayan Bakaert emekçilerini selamlıyoruz. Grev anayasal bir haktır. Bu hakkın kullanımını engellemek açıkça cürümdür. Bir ülkede grev yapılamıyorsa, grev hakkı kullanılmıyorsa, o ülkede yalnızca grev hakkı engellenen çalışanların değil, emeğiyle geçinen herkesin ekmeği tehlike altındadır” diye konuştu.